Türkü Yurdu

Pir Sultan Abdal : Türkü Sözleri - Türkü Notaları - Türkü Hikayeleri

Bize Mihman Geldi Şad Oldu Gönlüm  Sponsorlu Bağlantılar


Bize Mihman Geldi Şad Oldu Gönlüm  Pir Sultan Abdal Hayatı - Pir Sultan Abdal Kimdir ?


Doğum Yeri: Banaz
Doğum Yılı: Bilinmiyor

Pir Sultan Abdal'ın «Menakıb-ül Esrar Behçet-ül Ahrar» da bir deyişi var. Bu kitap (Buyruk) 1608 yılında yazıldı. Pir Sultan, birinci Hızır Paşa zamanında idam edildi ise belki bu şair hayatta olmayabilir. Ama ikinci Hızır Paşa zamanında idam edildi ise hayatta olması mümkündür. Yaklaşık olarak buna XVI. yüzyılın sonlarında ve XVII. yüzyılın başlarında yaşamıştır diyebiliriz.

Pir Sultan Abdal tapşırmasını, Pir Sultan'ın sonuna bir Abdal kelimesi ekleyerek yapmış. Deyişlerini Pir Sultan'ınkilerden böylece ayırmış. Bu şair belki de ya Pir Sultan'ın müridi veya çok yakını idi. Her hali ile ona bağlanmış olduğu açıkça görülüyor.

Hızır Paşa'nın huzurunda söylendiği iddia edilen üç deyişten ikisi bu şairin. Pir Sultan zindanda iken söylediği deyişler de bu şairin. Biz o deyişleri Pir Sultan'ın söylediğine kani değiliz. Bir an için onun söylediğini kabul edelim; kim dinlemiş, kim not etmiş? Sonra bunu kim dışarıya çıkarmış da ağızdan ağıza yaymış? Nöbetçiden başka orada kimse yok ki. Onun da yapması olanak dışı.

O deyişleri, zindandaki durumunu öğrendikten ve biraz da tahayyül ettikten sonra Pir Sultan Abdal dizip koştu. İdamını ve idamdan sonraki durumunu anlatan da Pir Sultan Abdal'dır.

Daha gerçekçi olalım: Aslına bakılırsa, bunların çoğu ne Pir Sultan'ın, ne de Pir Sultan Abdal'ın. Nedenini bir örnekle açıklamak isterim: Söylentiye göre, Pir Sultan asılmaya giderken, Hızır Paşa'nın emri ile herkes ona birer taş atmış. Musahibi Ali Baba da, taş atmaya kıyamayıp elindeki gülü fırlatmış. Söylentiye neden olan deyiş şöyle:

Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zareler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi pareler beni

Dar günümde dost düşmanım bell'oldu
On derdim var ise şimdi ell'oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni

Pir Sultan Abdal'ım can göğe ağmaz
Hak'tan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Şu illerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni

Güya bunu Pir Sultan söylemiş. Bu deyiş XIX. yüzyıl şairlerinden Aşık Hüseyin ile Tarsuslu Sıdkı Baba'nın çeşitli dizelerinin karmasından meydana gelmiş. 2. ve 4. dizeler Aşık Hüseyin'in, son dört dize de Sıdkı Baba'nın

Şairimiz zaman zaman söylediği deyişlerinde gurbette oluşundan yakınıyor, memleketini özlediğini, sağlıkla gitmek istediğini anlatıyor.

Gurbet elde yad ellerin derdini
Çekeyim de eğleneyim bir zaman

Bir daha ya geldim ya gelemedim
Dostlar bizi safa ile gönderin

Çok tuz etmek yedik helallaşalım

Ve memleketini tarif ediyor:

Murat'tan bölünüp Çip'lerde kalan
Gölü nice oldu bizim illerin

Bizim evlerimiz dağdan ötedir

Aşağıdaki açıklamada ise aşiretten bahsediyor:

İlin aşiretin arası tozlu
Yolu nice oldu bizim illerin

Pir Sultan Abdal yoksa bir Türkmen şairi mi?

Bir başka söylenti ise Pir Sultan'ın üç oğlunun ve bir kızının olmasıdır. Deniyor ki: Pir Muhammed Artova'nın Daduk köyünde; Seyit Ali, Banaz'ın arkasındaki Çamlı Tepede; Er Gaip de Dersim'de yatıyor. Bu yakıştırma da Hızır Paşa'nın Sofular köyünden olmasına benziyor.

Dimetoka'da tekkesi ve mezarı olan Seyit Ali Sultan'ın Yıldızdağı'nın yemyeşil bir yamacında makamı vardır. Çamlıtepe'de yatan zatla Yıldızdağı'ndaki makama adını veren kişi aynı şahıs sanılıyor. Pir Gaip Dersim'de yatıyormuş. Pir Sultan Abdal, Banaz yöresinden memleketine gidince ondan bir daha haber alamamışlar. Yoksa kaybolduğunu sandıklan için mi Pir Gaip diyorlar. Bunlar henüz kesin sonuca vardırılamayan hususlardır.

Pir Sultan Abdal'ın bir ağıtı var:

Sabahınan kalktım ezan okunur
Ezan sesi kulağıma dokunur
Duyar düşmanlarım kına yakınır
Uyan Muhammed'im sinem bülbülü

Dörtlüğü ile başlıyor ve Mulıammed'in nişanlı iken öldüğünü söylüyor. Abdal Pir Sultan'ın Pir Muhammet adında bir oğlu var ya, tamam deniyor, bu ölen Pir Sultan Abdal'ın oğludur. Bu ağıtı onun için yakmış. Halbuki Pir Muhammet XIX. yüzyıl şairi, Pir Sultan Abdal ise XVI. yüzyıl şairi. Arada 300 senelik bir zaman farkı var. Bu çelişki, Pir Sultan Abdal ile Abdal Pir Sultan'ın aynı kişi sayılmasından ileri gelmektedir.

Öyle dahi olsa, ölen gencin şairin oğlu olması gerekmez ki... Bizde bir gelenek vardır: Zamansız ve acıklı blr şekilde ölen gençler için şairlere ağıt yaktırılır. İşte bu da o türden yakılan bir ağıttır.

Pir Sultan Abdal'ın deyişleri gerçekten güzel. Hatta Pir Sultan'ınkilerden daha kıvrak ve renkli. Fırsat düştükçe yaptığı kelime oyunları deyişlerini daha cana yakın, daha sevimli hale getiriyor. Gerçi, hem tarikata, hem de kültüre ait konularda Pir Sultan kadar ileri değilse de, bildiğini rahatlıkla ifade edebilmesi onun bu kusurunu kapatmaya yetiyor. Hele bazı dizeleri atasözleri kadar özlü.

Çıkmadık can, kazılmadık mezarda

Bütün dünya malın olsa ne fayda

En iyi dostundan sakın sen seni

Kurdun işi namert lokmasın yemek

Danışan dağları aşar mı aşar

Her gün bahar gitmez bir gün kış gelir

Eğri hacet ile metah dokunmaz

Kılavuzsuz giden yolu bulamaz

Benzetmeleri de öyle:
Harman yeli gibi , muhabbet kazanı, vergili dem, gönül yemişi, kaba çam gürlemesi, sıra dolanmak, ahret azığı, vb.

Anadolu köy şairlerinin çoğunda olduğu gibi Pir Sultan Abdal da, kelimenin başındaki «r» harfinin önüne bir «ı veya i» getirerek konuşuyor. Rızk = ırızk, rakip = irakip, rum = urum, rafızi = irafızi, rahat = irahat, lazım = ilazım gibi.

Bunlardan bir kısmını hece tamamlamak zorunluğu ile yaptığı düşünülse bile, büyük çoğunluğu dil alışkanlığıdır.

Duru ve tertemiz yöresel bir dille söylediği bu deyişlerdeki bazı yabancı tamlamalar özellikle göze batıyor. Bir kısmı ağız alışkanlığı ile söylenmekle beraber, ekserislnde bir zorlama seziliyor. Örneğin, «leşker-i ye-zit» yerine yezit askeri dese idi, kötü mü olurdu? Bunları emsallerinden daha üstün görünmek kaygısıyla yaptığı belli.

Sadece birkaçı :
Ab-ı hayat, ab-ı zemzem, ah-ı süz, bad-ı saba, dar-ı fena, ehl-i dil, firdevs-i ala, hulk-i Muhammet, huzur-ı mahşer, ilm-i arız, küll-i günah, nesl-i adem, nur-ı çeşm, sıfat-ı şeytan, Takdir-i İlahi, terk-i salat, tığ-ı gamze, zat-ı sıfat.

Caferi olduğu için Hz. Ali'nin adını sık sık anıyor. Peygamber'e karşı da saygısı var. O da Pir Sultan gibi Ali'nin padişah, Muhammed'in vezir olduğunu ileri sürüyor. Her ne kadar Hz. Ali'ye Şah diyorsa da, ekseriyetle bu ünvanı İran şahları lehinde kullanıyor.

Konu bakımından sıkıntısı veya saplantısı yok. O gün aklına ne esmişse onu söylemiş: Düvaz, tarikat kuralları, ahlaki öğütler, sevgi, gurbet ve memleket özlemi, turnalarla dertleşme, yergi, ilenç, zamandan ve düzenden yakınma, ağıt, sözünde durmayanlara lanet, dolapla, koyun ve kuzu ile söyleşme, en çok da Kör Kadı'ya ve Hızır Paşa'ya hücum. Pir Sultan'ın hapsedilmesi, asılması ve ondan sonraki günleri birer birer anlatması. Bazı örnekler:

Hızır Paşa'ya:
Hızır Paşa gibi zalim var ise
Benim arkam kalem bir Allah'ım var

Zamandan şikayet:
Dağlar sindi tepeler daldasına
Büyüdü tepeler ne dağlar oldu

İlenç:
Başka, dertten gayrı bin kantar maraz
Gire de çıkmaya diyelim Allah

Sevgilisine:
Eğil bir yol ak gerdandan öpeyim
Beri dur hey benli dilber beri dur

Ayrılırken:
Çok tuz etmek yedik helallaşalım
Geçti dost kervanı eğleme beni


Deyişlerini çoğu 11 heceli ve 6 + 5 = 11 duraklı. Başlı başına 4 + 4 + 3 = 11 olanlar yoksa da, bazı dizelerde ara sıra görülüyor. 7 ve 8 hecelilerde durak yok. Uyaklar ekseriya yarım. Doğmaca söyledikleri için böyle uyaklar kulağa normal geliyor.

Pir Sultan Abdal'ın deyişlerinin Pir Sultan'dan daha fazla olduğunu sanmıyorum. Fakat kaydettiklerimiz bunun aksine. Fazlalığın tek nedeni tapşırma. Çünkü aynı tapşırma ile söyleyen iki şair daha var. Bunlara daha sonraki yüzyıllarda başkaları da katılmış olabilir. Şimdilik onun olmayan deyişleri seçip ayırmak olanak dışı.

Bize Mihman Geldi Şad Oldu Gönlüm  Pir Sultan Abdal Tüm Türküleri


Turkuyurdu.com türkü sözü sitesinde Pir Sultan Abdal mp3 dosyaları veya Pir Sultan Abdal türkü mp3 indirebileceğiniz Rapidshare ve benzeri linkler yoktur. Türkü Yurdu sadece Pir Sultan Abdal türkü sözlerini ve notalarını içerir. Sitede bulunan Pir Sultan Abdal türkü sözleri tamamen bilgi amaçlı sunulmuştur.